İsviçre, Ukrayna’daki çatışmanın sona ermesi için önemli bir adım atmaya hazırlanıyor. 15 Haziran’da düzenlenecek barış zirvesi, farklı bakış açılarını bir araya getirerek uluslararası arenada dikkatleri üzerine çekiyor. Ancak, Rusya’nın zirveye katılımı konusunda belirsizlikler sürüyor.
İSVİÇRE’NİN BARIŞ GİRİŞİMİ VE ANALİZLER
Siyaset bilimci Iliya Kusa’nın Telegraf’ta yer alan analizine göre, İsviçre’nin düzenleyeceği barış zirvesi, doğrudan bir müzakere olmayacak. Bu zirve, siyasi bir deklarasyonla sonuçlanarak müzakereler için bir temel oluşturacak. Ancak Rusya’nın zirveye katılmama kararı, ilerleyen süreçte tarafsız bir platform arayışına yol açabilir.
Neue Zürcher Zeitung’un değerlendirmesine göre, Çin’in İsviçre’nin girişimine desteği beklenenden daha açık. Çin’in Kremlin ile ilişkileri, barışa ulaşma sürecinde kritik bir rol oynayabilir. Bu durumda, İsviçre barış platformunu sağlarken Çin, Rusya’ya iletilmek üzere önemli mesajlar iletebilir.
La Stampa’nın belirttiği gibi, Şi’nin önerdiği on iki maddelik barış planı da göz önünde bulundurulmalı. Ancak, Moskova’nın tercihi, Çin’in arabuluculuğunu reddeden Batılı ülkeler tarafından şüpheyle karşılanan bir plana yöneliyor.
İsviçre’nin Ukrayna için düzenleyeceği barış zirvesi, farklı bakış açılarını bir araya getiriyor. Siyasi bir deklarasyon oluşturulması ve müzakereler için bir temel atılması hedeflenirken, Rusya’nın katılımı konusunda belirsizlikler bulunuyor. Çin’in desteği ve Şi’nin önerdiği planlar da sürece etki ediyor. Ancak, barışın sağlanması için tüm tarafların yapıcı bir şekilde işbirliği yapması gerekecek gibi görünüyor.
