Hormon ilaçlarına getirilen kısıtlama trans bireyleri nasıl etkiliyor?

“`html

Onur Yürüyüşü'nde Trans Bayrağı Tutan Bir KişiGetty Images 2021’deki Onur Yürüyüşü’nde elinde trans bayrağı tutan bir kişi.

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, 20 Kasım 2024’te bazı hormon ilaçlarının sadece reçete ile satışına geçileceğini açıkladı.

Kısıtlamaya tabi ilaçlar arasında trans erkeklerin kullandığı testosteron enjeksiyonları ve jeller ile trans kadınların kullandığı östrojen artırıcı kontraseptifler bulunuyor.

Bu ilaçlar, trans bireylerin cinsiyet uyum süreçlerinde gerekli hormon tedavisi için kullanılıyor.

Bakanlık, bu düzenlemenin “yanlış kullanımları” ve “suistimalleri” engellemeyi amaçladığını ifade ediyor.

Ancak LGBTİ+ aktivistleri, bu uygulamanın cinsiyet uyum süreçlerini olumsuz etkileyebileceğinden endişe ediyor.

Uzmanlar, bu tür ilaçların yönetmelik gereği reçeteli satışının gerekli olduğu konusunda hemfikirler.

Gazi Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Selçuk Candansayar, “Eğer cinsiyet geçiş klinikleri, endokrinologlar ve psikiyatristler üzerindeki siyasi baskı olmasaydı, bu tür bir reçete gerekliliği uygun bir uygulama olabilirdi. Ancak mevcut şartlarda pek çok trans birey, bu hormon tedavilerini kendi başına almak zorunda kalıyor.” şeklinde değerlendirmede bulunuyor.

İstanbul’da yaşayan trans aktivist Üzüm, bu yeni düzenlemenin etkilerini doğrudan yaşamış biri olarak endişelerini dile getiriyor.

BBC Türkçe‘ye yaptığı açıklamada, bazı arkadaşları arasında intihar düşüncelerinin ortaya çıktığını ifade ediyor ve şunları ekliyor:

“Birçok kişi, ‘Ne yapacağız? Yeniden kadın mı olacağız?’ diye soruyor.”

Üzüm, bu hormon ilaçlarını ömür boyu kullanmak zorunda olduğunu, elinde ise yalnızca bir kutu kaldığını belirtiyor.

İlacını yazdırabilse de, geçmişte yaşadığı olumsuz hastane deneyimlerinin kendisini korkuttuğunu vurguluyor:

“Çok fazla travmam var. Doktorlar tarafından defalarca reddedildim ve hakarete uğradım. Bu tür deneyimler, trans bireylerin sağlık kurumlarına güvenini zedeliyor.”

BBC Türkçe, mevcut konuyla ilgili Sağlık Bakanlığı’na bilgi talep etti ancak henüz bir geri dönüş alınamadı.

‘YANLIŞ KULLANILIRSA CİDDİ RİSKLER Oluşturabilir’

Türkiye’de cinsiyet değiştirme süreci, Türk Medeni Kanunu’nun 40. maddesi çerçevesinde yasal bir prosedüre tabi tutuluyor.

Cinsiyet değiştirmek isteyen bireyler, 18 yaşını doldurmuş ve “transseksüel” olduklarını belgeleyen sağlık raporuyla mahkemeye başvurabiliyor.

Mahkeme, cinsiyet değişimi için onay verdikten sonra birey, özel veya devlet hastanelerinde tedavi sürecine başlayabiliyor.

Ancak birçok birey, bu süreci resmi yollardan değil, kendi imkânlarıyla gerçekleştirmeyi tercih ediyor.

BBC Türkçe‘ye konuşan, ismini vermek istemeyen Türk Tabipleri Birliği ve Türkiye Psikiyatri Derneği üyesi bir doktor, cinsiyet değiştirmeyi düşünen pek çok kişinin, psikiyatrist veya endokrinolog bulmakta zorluk çektiği için kendilerinin hormon tedavisi kullanmak zorunda kaldıklarını aktarıyor.

Ankara’da iki yıldır geçiş sürecini kendi imkânlarıyla yöneten Temmuz, “Hormonları güvenli kullanabilmek için birbirimize eğitim veriyoruz. Bu bilgi topluluk içinde nesilden nesile aktarılıyor.” diyor.

Uzmanların Hormon Tedavisinin Önemi Üzerine GörüşleriGetty Images Uzmanlar, hormonal tedavinin, bireylerin hissettiği cinsiyetle yaşamaları açısından kritik olduğunu belirtiyor.

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, 20 Kasım 2024 tarihinde bu hormon ilaçlarının ancak reçeteyle temin edilebileceği yönünde bir karar alarak eczanelere de ilaç temini için kota getirdi.

Kararı eleştiren doktorlar, bazı bireylerin bu ilaçları ömür boyu kullanması gerektiğini belirtiyor, ancak bu ilaçların dikkatli bir şekilde, tıbbi gözetim altında alınması gerektiğini kabul ediyorlar.

Prof. Candansayar, BBC Türkçe‘ye yaptığı değerlendirmede, “Bu problemler, yanlış kullanılması durumunda ciddi sağlık risklerine yol açabilir. Tıbbi gözetim olmadan alınan östrojen ve progesteron, kardiyovasküler hastalıklar, yüksek tansiyon ve kanser gibi tehlikeler yaratabilir.” şeklinde uyarıda bulunuyor.

Bununla birlikte, mevcut koşulların reçetenin cinsiyet değiştirme süreçlerine erişimi kısıtlayacağı konusunda da uyarıda bulunuyor.

İLAÇLARIN REÇETELİ SATILMASI NEDEN ELEŞTİRİLİYOR?

Türkiye LGBTQIA+ Tıp Öğrencileri Ağı, hormon tedavisinin aniden kesilmesinin fiziksel ve zihinsel sağlık üzerinde ciddi etkilere yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Bu etkiler arasında ani sıcak basmaları, yorgunluk, uyku bozuklukları ve trans erkeklerin bazı durumlarda adet döngüsünün yeniden başlaması da yer alıyor.

Cinsiyet uyum ameliyatı geçiren bireyler için hormon tedavisinin kesilmesi, kemik yoğunluğunda hızlı düşüşlere ve kardiyovasküler komplikasyonlara neden olabiliyor.

Temmuz, içinde bulunduğu durumu, “İki yıllık emek, maddi yük ve büyük bir baskı. Nihayet kendimi rahat hissettiğim bir bedene sahip oldum. Ama hormonlara erişimim kesilirse bedenimin geriye dönüşümünü izlemek yıkıcı olabilir.” sözleriyle ifade ediyor.

Kadıköy'de 2021'de Yapılan Bir EylemGetty Images 2021 yılında Kadıköy’de düzenlenen bir eylem.

TTB üyesi bir doktor, bu ilaçların reçete kısıtlaması ile insanları kayıt dışı veya merdiven altı tedavilere yönlendireceğini düşünüyor.

Bu uzman, çözümün, cinsiyet uyumu hakkında danışmanlık isteyen bireylerin uzman doktorlara daha kolay ulaşabilmesini sağlamak olduğunun altını çiziyor:

“Erişimi zorlaştırmadan, bu konuda adım atmak, insanların sağlığını önceliklendiren bir karar değil.” diye ekliyor.

TRANS BİREYLERİN NE KADARI İLAÇLARA ERİŞEBİLİYOR?

Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği’nin yürüttüğü bir çevrimiçi anket, 20 Kasım 2024’teki reçete kısıtlaması sonrası trans bireylerin hormonal tedavi sürecinde erişim sorunları yaşadığını gösteriyor.

Ankete katılanların yüzde 62’si hormon tedavisine sorunsuz erişim sağladığını ifade ediyor.

Katılımcılar, ilaçlara erişimde özellikle bürokratik engeller (yüzde 36), ecza depolarındaki tedarik sıkıntıları (yüzde 32), yükselen maliyetler (yüzde 28) ve sağlık hizmeti sağlayıcılarına ulaşmadaki zorluklardan (yüzde 26) bahsediyor.

Ankete katılanların yüzde 77’si ise tedavi ile ilgili mali yüklerinin arttığını belirtiyor.

Ankara’da yaşayan trans aktivist ve 17 Mayıs Derneği Uluslararası İlişkiler Sorumlusu Janset Kalan, BBC Türkçe‘ye bu yeni düzenlemenin, trans bireyler için sadece sağlık alanında değil, aynı zamanda ekonomik açıdan da ciddi sonuçları olabileceğini aktarıyor.

Kalan, sınırlı sayıda hastanede yaşanan yoğunluk sebebiyle randevu almanın, tedaviye başlamanın ve yeni reçete almanın zorlaştığını vurguluyor.

Özellikle 25 yaş ve altındaki genç trans bireylerde gelecek kaygısının arttığını belirten Kalan, başvurularda “özkıyım düşüncelerinin” yükseldiğini ifade ediyor.

‘KISITLAMALAR ŞAŞIRTICI’

BBC Türkçe‘ye konuşan LGBTİ+ hakları savunucuları bu karar hakkında eleştirel bir tutum sergiliyor.

Avrupa, Uluslararası Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks Derneği (ILGA), bu ilaç kısıtlamalarının özellikle yoksul trans bireylere erişim zorluğu yaratacağını belirtiyor.

Dernek, “Birçok trans birey artık bu hormonlara erişemeyecek ve bazıları bu ilaçlara ulaşmak için sağlık riskleri ile birlikte yüksek maliyetlerle düzensiz yollara başvurmak zorunda kalacak.” uyarısında bulunuyor.

İstanbul'da LGBTİ+ Karşıtı Bir EylemGetty Images Eylül 2022’de İstanbul’da LGBTİ+ karşıtı bir eylem gerçekleşti.

Türkiye LGBTQIA+ Tıp Öğrencileri Ağı, hormon tedavisi için reçete gerekliliğinin “şaşırtıcı” olduğunu dile getiriyor. Halen reçetesiz olarak temin edilebilen ve sağlık açısından ciddi riskler taşıyan diğer ilaçlar varken hormon tedavisine getirilen bu kısıtlamanın mantığını sorguluyor.

Kaos GL’den İnsan Hakları Uzmanı Defne Güzel, “Türkiye’de cinsiyet uyum süreci ve cinsiyet tanınma koşulları oldukça zorlu. İlaçların kısıtlanması, bu süreci daha da güçlendirir.” diye yorumda bulunuyor.

Güzel, LGBTİ+ bireylerin üzerindeki baskının giderek arttığına dikkat çekerek, “Herkesin acil ihtiyaçları var; sağlık, barınma ve istihdam gibi.” diyor ve ekliyor:

“Nefret cinayetlerine ve saldırılara karşı durmak artık hayati bir mesele. Biz burada var olmaya ve haklarımızı savunmaya devam edeceğiz.”

TRANS KLİNİKLERİNE DENETİM NE ANLAMA GELİYOR?

Sağlık Bakanlığı’nın ilaçlarla ilgili kararının ardından, devlet hastanelerindeki trans kliniklerine yönelik denetimler de artırıldı.

30 Ocak itibarıyla, kamu hastanelerindeki denetim süreçlerini güçlendirmek amacıyla yeni bilimsel komisyonlar oluşturuldu.

Bu komisyonlar arasında “Cinsiyet Değişikliği Denetim ve Değerlendirme Bilimsel Komisyonu” yer alıyor ve cinsiyet disforisi (cinsiyet hoşnutsuzluğu) tanısı alan hastaların başvurduğu hastaneleri inceleyecek.

Alınan karar çerçevesinde, Cerrahpaşa, Hacettepe, Marmara, Kocaeli ve Çapa gibi üniversite hastanelerinde yer alan trans klinikleri denetlenecek.

Sağlık Bakanlığı, cinsiyet değişikliği ile birlikte radyoloji, ortopedi gibi birçok alanda bu bilimsel komisyonların “sistemdeki aksaklıkları tespit edeceğini ve yeni bilimsel rehberler geliştireceğini” açıklıyor.

Prof. Candansayar, bu denetimlerin amacının “Bürokratik anlamda cinsiyet değiştirme kliniklerini ortadan kaldırmak” olduğunu savunuyor.

Candansayar, bunun sadece trans bireylere yönelik bir baskı değil, heteroseksüel olmayan tüm cinsel yönelimlere yapılmış bir saldırı olduğunu belirtiyor.

Hükümetin LGBTİ+ bireylerini toplumun dışına itmeye çalıştığını savunuyor ve “Onları ayrımcılığa maruz kalmayı hak eden ikinci sınıf vatandaşlar olarak görüyor.” diyor.

Temmuz ise bu meselenin sadece trans topluluğu ile ilgili olmadığını vurguluyor.

Hükümetin LGBT+ bireyleri Türkiye’nin ekonomik ve sosyal problemleri için günah keçisi yapmaya çalıştığını belirten Temmuz, “Bu durum beden bütünlüğü ile ilgilidir.” diyerek konunun önemine dikkat çekiyor.

Temmuz, toplumu bu konularda daha duyarlı olmaya çağırıyor:

“Bedenlerimizi kontrol etmeye çalışan bir hükümet, herkesi etkiler. Bu durum, trans haklarından çok daha büyük bir meseledir.”

BBC Türkçe, Sağlık Bakanlığı’ndan konular hakkında bir açıklama talep etti fakat yanıt alınamadı.

“`

Related Posts

Eşini Burun Ameliyatında Kaybetti

Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol ve eşini burun ameliyatında kaybeden Faruk Eraslan ortak basın açıklaması yaptı. 

Dışkınızda gördüğünüz bu işaret doktorları endişelendiriyor!

Dışkınızın görünümü, sindirim sağlığınız hakkında hayati bilgiler verebilir. Ancak çoğu zaman göz ardı edilen veya konuşulmaktan kaçınılan bu durum, bazı ciddi sağlık sorunlarının erken belirtilerini ortaya koyabilir. Gastroenterologlar, özellikle dışkıda kan, renk veya şekil değişiklikleri gibi belirtilerin ciddiyetle değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor.

Yenidoğan Çetesi Davasında Başhemşire Savunma Yaptı

Yenidoğan Çetesi davasında Medilife Hastanesi Başhemşiresi savunma yaptı “Hastane yönetimi bizden hasta bulmamızı istiyordu” “Başhemşire olmama rağmen hastanenin yenidoğan ünitesine müdahale edemiyorum çünkü orası bir işletmeye bağlı ve o şekilde …

Konyaspor Galatasaray maçı neden başlamadı?

Konyaspor- Galatasaray maçının VAR hakemi Polonyalı Piotr Lasyk oldu. AVAR’da ise Deniz Caner Özaral yer alacak. Karşılaşmanın orta hakemi olarak Abdullah Buğra Taşkınsoy görev alacaktı. Ancak taşikardi rahatsızlığı nedeniyle maçı 4. hakem yönetecek …

İstanbul’da Polis Memuru İntihar Girişiminde Bulundu

İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Spor Güvenliği Şube Müdürlüğü’nde görevli polis memuru U.M.N., beylik tabancası ile intihar girişiminde bulundu. Hastanede tedavisi devam eden polis memurunun bahis borcu yüzünden bunalıma girip intihara teşebbüs …

Her gün tükettiğimiz bu baharatlar yan yana gelince mide sağlığını tepetaklak ediyor

Bazı baharatlar tek başına şifa olsa da birlikte kullanıldıklarında mideye ciddi zarar verebiliyor. Uzmanlara göre, her gün soframızda yer alan bu iki baharatın kombinasyonu mide yanması, reflü ve hatta kanama riskini bile tetikleyebiliyor…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir